Köy, asıl bölümü ve daha sonraları Bolu’nun özellikle Seben ve Kıbrısçık ilçelerinden göç edenlerin oluşturduğu Yeni Mahalle Bölümü ile beraber iki kısımdan oluşur. Bolu’dan Seben’e giden yol bu iki kısmı birbirinden ayırmaktadır.

Büyük Berk Köyü’nde iki ilk okul iki camii ve Bolu’nun Babası merhum İzzet Baysal’ın yaptırdığı bir Sağlık ocağı vardır.

Köyün içinden Deveyutan Suyu, Güney tarafından ise Mudurnu Suyu geçer. Bu iki akarsu, köyün tarım alanlarının sulanmasında kullanılır.

Yerleşim açısından dağınık bir köy değildir. Evler birbirine oldukça yakındır. Hemen hemen bütün evlerin avlusu, ahırı ve patates buğday gibi yetiştirdikleri ürünleri depoladıkları ardiyesi vardır. Eski evler ahşap malzemeden yapılmış olup Osmanlı Dönemi konut mimarisinin tüm özelliklerini taşır. Evin girişinde sofa denilen geniş bir alan vardır. Bütün odaların kapısı safaya açılır.

Köyün büyük mahalleleri arasında Patırtılar, Camii, Karışlar, Okul, Yeni Mahalle, Aşağı ve Yukarı Çayır Mahalleleri sayılabilir.

Köroğlu Dağları ile Bolu İl Merkezinin arasında kalan köy, düzlük bir alan üzerine kuruludur. Köyün arazisi engebeli değildir. Bolu Ovası’nın verimli tarlalarından nasibini almıştır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Büyük Berk Köyü’nün nüfusu, 2000 yılı nüfus sayımı itibariyle 1046 kişidir. Bu özelliği ile Bolu’nun Merkez İlçesine bağlı köylerin 4. büyük köyüdür. Geçmiş yıllara ait nüfus bilgileri şöyledir;

 

 

Köydeki herkes genellikle birbirine akrabadır. Bu akrabalık ya kan bağıyla oluşmuştur ya da evlilik yoluyla kurulmuştur. Büyük Berk Köyünde sülaleler vardır ve bu sülalelerin geçmişten gelen özelliklerine göre lakapları bulunur. Bu lakaplar büyük ölçüde bugünkü sülalelerin atalarının isimlerine ya da belirgin özelliklerine göre ortaya çıkmıştır. Cinciler, Hacı Yakuplar, Terziler, Kibarlar, Hacı Ahmetler ,Kadir Çavuşlar, İsmiceler, Çakıreller, Telaşeler, Çataklar, Hamdiler, Macarlar, Gaziler, Mustanlar, Kırhalılılar, Avşarlılar gibi…

Köyün ekonomik yapısına baktığımızda tarım öncelikli geçim kaynağı olarak göze çarpar. Genelde buğday ve patates ve pancar tohumu rotasyon şeklinde üretilir. Tarlaların nadasa bırakıldığı görülmez, zira hem yağışın yeterliliği hem de toprağın humus bakımından zengin olması, tarlaların verimliliğinin düşmesini engeller.

Çiftçiler ürünlerin bir kısmını bir sonraki sene için tohumluk, bir kısmını kendi besin ihtiyaçlarını gidermek için ayırdıktan sonra geri kalan kısmını satarlar. Tüm Türkiye’de olduğu gibi Büyük Berk Köyündeki çiftçilerin de en büyük derdi ürünlerinden yeteri kadar kar elde edememektir. Hatta toprağı az ise çalıştırdığı işçilerin ücretlerini ödemekte bile güçlük çekerler. Bu yüzden genelde toprağı az olan çiftçiler kendileri ekip biçerek işçi masrafından kaçınmaya çalışır. Hemen her hanenin traktörü ve tarım için gerekli araç ve gereçleri bulunur.

Tarla tarımının yanı sıra bahçe tarımı da yapılır. Başta baklagiller olmak üzere marul, maydanoz, kabak, biber gibi çeşitli sebzeler üretilir. İhtiyaç fazlası ürün köylü kadınlar tarafından Bolu Pazarı’nda satılır.

Bir diğer uğraş hayvancılıktır. Büyükbaş hayvancılık başta gelir. Koyun keçi gibi küçükbaş hayvanlar tarım alanlarına zarar verdiği için yetiştirilmez. Hayvancılık büyük çapta değildir, herkes kendi ihtiyacını karşılamak üzere bu faaliyette bulunur. Sığır ve Manda (dombay), en çok yetiştirilen hayvanlardır. Hayvanlardan elde edilen ürün fazlası yine kadınlar tarafından pazarda satılır.

Köyde modern tarım yapıldığı için öküz at gibi hayvanların yetiştirilmesi zamanla son bulmuştur.

Köye ait iki tane otlak vardır. Aşağı ve Yukarı Çayır olarak adlandırılan bu iki otlak köy muhtarının ve ihtiyar heyetinin belirlediği tarihler arasında dönüşümlü olarak kullanılır.

Ayrıca yine herkesin kendi ihtiyacına yönelik kümes hayvanları yetiştirilir. Hemen hemen herkesin avlusunda kümes bulunur.

Bu ekonomik faaliyetlerin dışında köyde yaşayıp da şehirde gerek hizmet sektöründe gerekse kamu kuruluşlarında çalışan işçi memur veya esnaf yok değildir.

 

Büyük Berk Köyü’nde Türk-İslam kültürü ve bu kültüre ait gelenek görenek örf ve adetler hakimdir. Köy halkı dinine ve geleneklerine sıkı sıkıya bağlıdır. Muhafazakar bir yapıya sahip olmakla beraber çağın gereklerine uygun modern öğeleri de üzerinde taşır.

Düğünler ve özel günler coşku içinde geçer. Düğünlerde, önce kız istendikten sonra ‘Şerbet İçme’ dediğimiz bir gece düzenlenir. Damat ve gelinin yakın akrabaları kız evinde toplanır ve söz kesilir. Düğün haftası genellikle Perşembe günleri ‘Çeyiz Serme’ dediğimiz hadise yaşanır. Gelinin çeyizi davetlilere gösterilir. Bu çeyizin içinde el emeği göz nuru dantel ve oya gibi işlemeler mevcuttur. Köy düğünlerinde, düğün evinde toplanılır, özel düğün yemekleri yenir, davul ve zurna eşliğinde oyunlar oynanır, eğlenceler yapılır. Kimi düğünlerde köçek getirilir. Pazar günü de ‘Gelin Alma’ya gidilir.  Kız evinden çıkıp arabaya bindikten sonra bir horoz havaya atılır ve davetliler o horozu yakalamaya çalışır. Gelin Almadan sonra konvoy halinde geziye çıkılır. Genelde Gölcük, Gölköy ya da Şimşir’e gidilir. Davul ve zurnalı eğlenceler burada devam eder. Gelin Alma konvoyundan damadın evine giden ilk arabaya ipek mendil takılır.

Ancak bu köy düğünleri eskiden olduğu kadar yaygın değildir. Şimdi bunların yerini salon düğünleri almıştır.

Sünnet düğünleri de köyde eğlenceli geçer. Mevlit okutulur, pilav pişirilir. Pilav sünnet düğünleri için özel bir yemektir, nohutlu ve etli yapılır.

Köyün girişinde bulunan Celalüddin Buhari Hazretlerinin türbesi, Büyük Berk Köyü’nün simgesi haline gelmiştir.

Celalüddin Buhari, Selçuklular zamanında Buhara’dan askeri birliği ile gelip, Bolu’yu fethetmeye çalışan bir ordu komutanıdır. Bu uğurda şehit edilmiş ve şehit düştüğü yere defnedilmiştir. Mezarının başında büyük bir çınar ağacı vardır. Bu mahalle ‘Erenler Mahallesi’ olarak adlandırılmıştır. Berkliler her yıl bu mezarın başında kurban keser ve mevlit okutur.

Tarih Öğretmeni Tuncay DURAK Tarafından eklenmiştir.